Rakın içmenin de bir adabı var; Önce kiminle içtiğini bileceksin sonra kime içtiğini…

Evinin En Güzel Köşesinde ...

Kuracaksın rakı sofrasını, toplayacaksın dostlar meclisini eşini dostunu, alacaksın rakı balığını kendin pişireceksin mangalda.. Muhabbeti güzel, balığı taze, şişesi özel olacak… Evinin en güzel köşesinde sofranı hazırlayıp, her şeyi o sofrada konuşup o sofrada bırakacaksın, kahkaha sesleri saracak evin içini…

İstanbul’ un Buram Buram Deniz Kokan Boğaz Köprüsünde…

Rakıyı severim ama İstanbul’u bi ayrı severim , akşamın ışıklarını süsleyip taç yapmış gibi arka fonda da Müzeyyen çalacak ruhun doyarken manzaraya şişelerde kadehlere doyacak işte… Buram buram deniz kokacak , anason kokacak ….

Galata’da …

Aşkını itiraf etmeden önce alacaksın bir iki kadeh sonra dökeceksin içini, bakacaksın gözlerindeki seni, cesaretini alıp öpeceksin gözlerinden sonra içeceksin sevdiğinle Galata’da bir meyhanede… Ve Galata yine bir aşka daha şahit olurken onunla içtiğin rakının tadını asla unutmayacaksın…

İzmir Kordon’da…

İzmir’ de içeceksen eğer akşamı da güneşi de beklemene gerek yok o zaten sana her yudumda eşlik edecektir sana… Yüreğinin tam orta yerinde masa açacak , her kadehinde sana kadeh kaldıracak , unutturacak sana derdini kederini , güneş tam batarken göz kırpacak sana sefam olsun diyecek ….

Rakını da Al Gel Diyor Cunda…

Nakış nakış işleyeyim yüreğine, dem vuralım bu gece, ay ışığında sarhoş olalım seninle , bırak meyhaneler kapatsın kepenklerini sen rakını da al gel biz yine içelim güzelleşelim seninle…

Aşka Davet Eden Gümüşlük’ te…

Gün akşama dönerken seyredeceksin güneşin batışını, denizin dalga sesleri eşlik edecek rakına, karşında da sevdiklerin olacak hiç bitmesin isteyeceksin.. Şişenin dibini görmeyi bırak sohbetin dibini de vuracaksın. Mis gibi anason kokarken aşkta kokacak o masada buram buram…

Can Babayla Datça’ da…

Ne diyordu Can Baba ” Rakı için kadının gülüşünde, bu dünyanın en zararsız mutluluğu vardır, çünkü büyük gülerler, büyük susarlar.. Rakı için kadınlar keyfine doyum olmayan bir akşamüstü sonrasında, bir kıyıda köşede gecesefası gibi açarlar…”

Aşkyaka’da…

Rakıyı içerken gözlerine bakarım ben, gülüşüne kolye yapar boynuma takarım, bi de bi şarkı patlattı mı ömrümü sana adarım dedirten yerin adıdır Aşkyaka…

Fethiye Balık Halinde…

İçmeyen kalmasın diye sıralanmış masalar, duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini diyen kemancılar, kaldır kadehini diyen dostlar, kaldı mı böyle sevdalar diyen sofralar ah Fethiye…

Kaş Kadar Samimi Olacaksın…

Kaş kadar samimi olacaksın içerken, saklamayacaksın ne sevdiğini ne de sarhoş olduğunu, gülüşü aklına geldikçe yine açacaksın bir şişe, dolduracaksın kadehini gözünden akan yaşlar gibi çok özlediğini söyleyeceksin belki de…

İlla İçeceksen Selanik’ te İçeceksin..

Burada adamına göre içeceksin mesela iki çift mavi gözün hatırına içeceksin, altın rengi saçları deniz mavisi gözleri aklına gelecek sebepsiz yere efkarlanacaksın, bastığı topraklarda içeceksin illa içeceksen, güneş batarken rum garsonları dolduracak rakını, sanki herkeste her yerde onun anısı varmış gibi kokacak buram buram Selanik..

Amma lakin rakı masada olmayana içilir,

Rakı yürekte olup

yanında olmayana içilir…

Sezen Türkel