Kelebekler Vadisine Ulaşım
Ege’nin koynundan çıkıp biraz daha Akdeniz esintisiyle Fethiye tarafında bulunan uçsuz bucaksız masmavi deniziyle; en güzel koylarından biri olan Kelebekler Vadisi’sindeyiz. Sosyal medya hesaplarından adını duymayan, görmeyen kalmamıştır sanırım. Fethiye’ ye yolunuz düştüğünde Ölüdeniz’ e geliyorsunuz. Oradan bi 10 km. mesafe ile bir yol kenarında kalabalık insan topluluğu görüyorsunuz. Ve diyorsunuz ki halla halla ne var ki acaba burada ? diye bir de bakıyorsunuz ki size muhteşem bir uçurum kenarında adeta uçsuz bucaksız denizi olan.. Mavi tonunun muhteşem doğallığıyla karışmış eşsiz manzarasıyla karşılaşıyorsunuz. Ve diyorsunuz ki bi fotoğraf çektireyim ya da video çekeyim aman dikkat!! O uçurum kenarı o kadar tehlikeli ki görseniz sanki can pazarı gibiydi.. Canı pahasına biz bile korktuk yani size anlatamam aşağıya bakarken yüreğimiz hop hop etmedi değil. Bi de yükseklik korkunuz varsa aman dikkat !! Geri durun yani sizi uyarmak boynumun borcu bilin isterim.
Gelelim bu güzel yeri meşhur eden asıl hikayesine.. 9 Şubat 1987 yılında Faralya köylüleri tarafından satın alınan vadi; bir süre sonra kooperatif tarafından korunmaya devam etmiş. Vadiyi turizme açmak isteyen kooperatifin ortaklarından Hasan bey; Vadideki akan şelalenin hemen yanında kelebek kolonisini görünce buranın adını kendisi vermek istemiş.. Ve Kelebekler Vadisini adını o gün bugündür herkese çok güzel bir şekilde tanıtmış. İyi ki de tanıtmış.. Doğa üstü trafikten uzak; sadece doğayla baş başa kalmak isteyenler için vazgeçilmez yer olmuş adeta Kelebekler Vadisi..
Buranın tek dezavantajı sadece tekneyle geliyor olmanız onun haricinde bir kara yolu yok. Konaklamaya geldiğinizde; şirin ağaç evlerde kalabilirsiniz; eğer isterseniz çadır da kurabilirsiniz. Burada küçük küçük işletmeler bulunup; kendinizi doğaya ait hissedip rahat, konforlu bir tatil geçirebilirsiniz. Vadinin içinde cafeterya tarzı bi kaç işletme var burada çay kahve içip dinlenebilirsiniz. Biz şahsen günü birlik tekne turuna katılıp ; 1 saatlik mola ile drone ile çekim yapıp bol bol yüzdük. Ve döndük o yüzden konaklama ücretleri hakkında bir bilgimiz yok. Ama sizin için kısa bir araştırma yaptım. Bu arada bizim teknemiz; Black Pearl idi kişi başı 80 TL ödedik çokta eğlenceli bi yolculuk yaptık. Tavsiye ederim size de..
Kelebekler Vadisi’ nde Aktiviteler:
Kalmak isteyenler için bir kaç tavsiyem olacak buraya geldiğinizde ormanın içinde muhakkak kamp kurun derim. Tekne turlarının bittiği saatlerden sonra başlıyormuş. Asıl durgunluğu akşam saat 8 gibi başlayıp burada güneşi sessizce selamlayabilirsiniz. Onun haricinde akşam saatlerinde; Rock Bar, Snack Bar, Taş Ev, Dalış Okulu, Plaj Voleybolu… Restaurantlar ve çocuklar için oyun ve park alanları da mevcut. Eğer taş binalardan, araba seslerinden, şehir merkezlerinden sıkılıp; insanlarla pek içi içe olmak istemiyorsanız size harika bir tatil fırsatı veriyor. Daha ne olsun 🙂
Vadidinin uca doğru uzanan sahilinde sonuna doğru giderseniz eğer eski zamanlardan kalma yıkıntılar göreceksiniz. Cam gibi berrak deniziyle yüzerken; isterseniz şezlong kiralayıp güneşlenebilirsiniz. Ancak gündüzleri çok fazla teknelerin uğrak yeri olduğu için; acayip gürültülü ve çok kalabalık bi yer olmuş artık. Eski gizemliliğinden çok biraz burayı kazanç amaçlı gördükleri için açıkcası büyüsü gitmiş ne yazık ki… Bir de özel mülkiyet olduğu için 8 TL gibi bir ücret vardı. Vadinin içinden giderek şelaleyi görebilirsiniz diyeceğim… Ama ne yazı ki şelale kurumuş olduğu için bizde göremedik. Sadece bir kaç çekim yapıp turumuza devam ettik.
Faralya Neden Bu Kadar Güzel ?
Ertesi gün arabamızla gezerken hadi gelmişken bi de Faralya Vadisine de gidelim dedik. Yaklaşık 8 km taşlı yoluyla sinir ola ola gittik. Yolu acayip bozuk ve sinir bozucuydu ki giderken belediyeyi sövmedik değil hani.. Ama geldiğimiz zaman o kadar güzel bir yer yapmışlardı ki ben resmen aşık oldum. Yani Kelebekler Vadisinin denizi çok güzel ve keyif vericiydi ama; Faralya bir başka güzel geldi gözüme böyle canlı güzel küçük kamp alanları yapmışlar.
Bildiğiniz köy böyle hala daha yaşayan yaşamaya devam eden köylü halkı; kendi ekip biçtiği mısır tarlaları, domatesler, biberler, o kadar güzel bi yerleşim yeri.. Ama o kadar kötü yolları vardı ki yolu çok bozuk olduğu için ; fazla keşfedilmemiş olabileceğini düşündük. E yerli halkın işine geliyormuş gibi geldi birazda.. Yoksa şimdiye kadar o yollar miss gibi alabilirdi bence neyse.. Gelirken girişteki park yerine arabayı park etmedik. Nasıl olsa yol var diye açıkcası sıcakta da yürümekte istemedik çantalarla.. Ama siz siz olun o arabayı ok işaretiyle gösterilen otoparka park edin. Sonra bizim gibi pişman olmayın demedi demeyin benden söylemesi… Yoksa baya sıkıntı oluyor ve aşağıya doğru indiğinizde hiç park yeri yok. Sadece kampçılar için parklar yapmışlar gerisi sıkıntılı oluyor bizzat yaşadık yani..
Denizine gelince; Faralya Vadisinde Kabak Koyu bulunduğu için büyük bi merakla geldik… Ama o kadar yolu bu denizi için mi geldik dedik yani sıradan taşlı bir denizi vardı. Kelebekler Vadisinin denizi kadar çok fazla cezbetmedi bizi ama kamp alanı alarak muhteşem bi yerdi. Onun haricinde su sporları ile ilgilenenler için kano yapmaya müsait bi yerdi. Romantik ve egzotik bir ortamı vardı. Kabak Koyunun gittiğiniz zaman sizde hissedeceksiniz. Benim tavsiye ve düşüncelerim şimdilik bu kadardı. Size elimden geldiğimce şeffaf bir dilde anlatmaya çalıştım. Gidenleriniz varsa sayfamızda yorum yapmayı unutmayın sizin görüşleriniz bizim için değerli. Bir sonra ki tatil yerinde görüşmek üzere..
Hoşçakalın Ege Fısıltılarıyla kalın…
Sezen