Yaşamınız bir sanat eseri olsun ve sizi takip edenlerin kalbinde yerini alacak bir miras bırakın demiş Robin Sharma.

Sanat; sıradan olmayanı keşfetmek halidir, görülmeyeni görmek, ayak izi olmayan yoldan yürümektir. Doğanın kendisidir sanat, çiçeğin kurumuş yaprağının kendi halindeliği, akarsuyun coşkulu sesi, kibrit alevinin karanlık odada sergilediği alelade dansıdır. Farkındalıktır. Duygularınızla besleyip büyüttüğünüz bu farkındalıklar sanat ruhuyla buluştuğunda muhteşem eserlere dönüşür.

Hayatımızı sanat eserine çevirebilir miyiz?

Her adımınızı özenerek atarsanız evet, Yaptığınız her işe ne kadar basit bir iş gibi bile olsa özen gösterirseniz evet. Kendinize özen gösterirseniz, muhteşem gülüşünüze sihirli bakışlarınızı eklerseniz siz de bir sanat eseri olursunuz. Sanat emektir, hakkıyla çalışmaktır, her sanat bir devrimdir.

Öyleyse dökün yaşantınızı tuale, kâğıda, şarkıya, şiire, mektuba, ekrana, sahneye. Sanat eseri özeni gösterin ona. Emek verin, kendi hayatınızın ruhuna fırça darbeleriyle dokunun, renklerden hiç korkmadan boyayın alabildiğine. Kameranın önünden biri mi geçti, boş verin tekrar kayıt alın, defalarca güneş ışığını takip edin, istediğiniz gibi olana kadar tekrarlayın kusursuz filminiz için. Kendinizin yönetmenisiniz çünkü. Titizlikle seçin rol alacak oyuncuları. İçinde bulunduğunuz sahnenin hakkını verin.

Hayat silgisiz resim yapabilme sanatıdır.

Hatalarınızla, kusurlarınızla, yaralarınızla varsınız bu resimde. Sanatçı olan sizsiniz, zenginleştirin eserinizi, kendinizi iyileştirin ve güzelleştirin ki resminizi duvara asabilesiniz.

Hayat yaptığınız seçimlerdir. O halde iyi bir hikâye bırakın geriye…

Zaman isimli yazımı bu linkten okuyabilirsiniz

Ayben Günak